Bir sosyalistin, solcunun, sol partinin “insan hakları”, “demokrasi”, “özgürlük” terimlerine liberal bir perspektiften, Batılı güçlerin gözünden bakmasının “küresel hür dünya”nın değirmenine su taşımak olduğunu anlatmaya gerek yok. Egemen güçlerin- ki burada Amerikan emperyalizmi oluyor- “insan hakları”, “demokrasi” adı altında gerçekleştirdiği “liberal müdahaleciliğin” dünyayı nasıl kana, kaosa buladığı ortadayken, bu güçlerin peşine takılıp benzer bir ağızla Washington’ın hedef aldığı ülkelere dair argümanlar üretmek başlı başına bir trajedi.