Gazeteci-yazar Nur Batur: “Bu Politikaların İsrail için Sonun Başlangıcı Anlamına Geliyor” İsrail polisinin 7 Mayıs’ta Doğu Kudüs’te Filistinlilere plastik mermi ve ses bombaları atmasıyla başlayan saldırıları devam ediyor. İsrail savaş uçaklarının 10 Mayıs’tan bu yana Gazze’ye düzenlediği hava saldırılarında 61’i çocuk, 36’sı kadın olmak üzere 212 kişi yaşamını yitirdi, 1.400 kişi yaralandı. Bölgedeki gelişmeleri deneyimli dış politika muhabiri, gazeteci-yazar Sayın Nur Batur değerlendirdi.
Ortadoğu’da Filistin Devlet Başkanı merhum Yaser Arafat başta olmak üzere 40 yıldır birçok liderle görüştüğünü belirten Batur, “Bugün gelinen nokta çok vahim. Hem Filistin meselesi açısından, hem Ortadoğu açısından çok ciddi bir noktadayız” dedi. Batur, “İsrail eğer bu politikalarını sürdürürse, bugün gelinen bu nokta İsrail için sonun başlangıcı olabilir” diye konuştu.
Gelişmeleri tarihi perspektif açısından aktaran Nur Batur, “Bir dönemin mağduru, özellikle 2. Dünya Savaşı, Hitler döneminde ‘soykırım’ olarak nitelendirilen uygulamaya maruz kaldığı belirtilen Yahudiler, bugün ırkçı ve soykırımcı olarak nitelendirilmektedir” ifadelerini kullandı. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun tam anlamıyla bıçak sırtında olduğunu belirten Batur, şöyle devam etti: “Yolsuzluğa, rüşvete bulaşmış durumda. Netanyahu iktidardan düştüğü anda mahkum olacak, hapse atılacak. Böyle bir ortamda resmen Filistinlileri tahrik etti. Son 10 yıldır izlediği politikalarda hiçbir barış çabasına cevap vermediği gibi, Yahudi yerleşim merkezlerini de genişleterek, arkasına ABD’yi da alarak İsrail’i yaşatmaya çalışıyor.”
İsrail’in şu anda tam anlamıyla barıştan uzak fanatiklerin elinde olduğuna dikkat çeken gazeteci-yazar Nur Batur, “Eğer ki İsrail’de barış isteyenler, uzlaşmadan yana olanlar, iki devletli, Filistin devletinin de kurulmasını destekleyen Oslo Anlaşması’nı uygulamaya yanaşmayan Netanyahu’yu deviremezlerse ve fanatik Yahudileri dizginleyemezlerse bence gelinen nokta İsrail için de sonun başlangıcı olacaktır” şeklinde konuştu.
İsrail’e ilk kez 1980’lerin başında gittiğini hatırlatan Batur, o günlerde de İsrail’de barış isteyen azımsanmayacak oranda insanın bulunduğunu belirtti.
BM Güvenlik Konseyi toplantıları ve uluslararası toplumdan gelen tepkilere ilişkin de konuşan ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in “iki devletli çözüm için müzakerelere dönülmesi” çağrısını hatırlatan Batur, “Diplomatik açıdan ve ticari açıdan İsrail üzerindeki baskının artmasını beklemek lazım. İsrail’de ciddi bir siyasi kriz var. İki yılda dört seçim yapıldı. Hükümet kurulamadı” dedi.
Filistin’deki siyasi bölünmeye de dikkat çeken Batur, “Bir tarafta Hamas ve İslami Cihat var. Diğer tarafta da FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) var. İki başlılık var, ikisi de zayıf… Masada kim temsil edecek Filistinlileri? Burada da çok ciddi bir sorun var. Bu tabloda müzakerelerin yeniden başlaması kolay değil. Ama müzakerelere başlanmalı. Aksi takdirde iş daha büyüyecek. Daha çok kan akacak, çocuklar ve kadınlar ölecek” dedi.
Nur Batur, “Türkiye iki ülke arasında arabuluculuk rolü üstlenebilir mi?” şeklindeki soruya ise şöyle yanıt verdi: “Türkiye geçmişte daima önemli bir rol oynamıştı. İsrail ve Filistin arasında dengeyi kurmuştu. Barışın bölgeye gelebilmesi için iki taraf üzerinde diplomatik anlamda etkili olmuştu. Ancak yakın dönemde izlenen politikalar sebebiyle, hem İhvancı grupları desteklemesi hem de Filistinli gruplar arasında taraf tutması nedeniyle, bu tabloda arabuluculuk rolü oynaması çok zor.”
Yaşanan tablonun, çocukların katledilmesinin insanlık adına utanç verici olduğunu ifade eden Gazeteci-yazar Nur Batur, “Bunu durdurmak için çok çaba sarfedilecek. Önümüzdeki günlerde muhtemelen bu tablonun durdurulacağını düşünüyorum. Dünyanın gözleri önünde bütün Filistinlileri öldürmeleri mümkün değil. Bu saldırılar durdurulacaktır. Ortadoğu’da barış için çabalamaya devam etmek, diplomatik ilişkileri devam ettirmek gerekiyor” şeklinde konuştu.